Bu Dünyadan Bir Özdemir Asaf Geçti

Türk Edebiyatı

Özdemir Asaf

Özdemir Asaf, Cumhuriyet Dönemi Türk şairleri arasında farklı bir yeri olan, bir sözcüğe bin anlam yüklemeyi başarabilen, kendinden önceki tüm tekniklere kafa tutan, tutabilen nadir şairlerdendir. İşte Özdemir Asaf’ın hayatı, aşkları, şiir anlayışı ve eserleri hakkında tüm bilgiler!

Özdemir Asaf: Hayatı, Aşkları, Şiir Anlayışı ve Eserleri

11 Haziran 1923’te Ankara’da doğar Özdemir Asaf, asıl adıyla Halit Özdemir Arun. Babası Danıştay üyesi Mehmet Asaf’tır, 1930 yılında vefat eder. Aynı yıl İstanbul’a gelirler ve Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmına girer. 1934 yılındaki Soyadı Kanunu’yla ‘Arun’ soyadını alır. 1941 yılında Kabataş Erkek Lisesi’ne bir ara sınavı ile geçip, 1942’de mezun olur. Hukuk Fakültesi’ne iki yıl, İktisat Fakültesi’ne üç yıl devam eder. Ve iki yıl olan Gazetecilik Enstitüsü’nün birinci sınıfını tamamlar. Tanin ve Zaman Gazetelerinde çalışır. Çeviriler yapar. İlk yazısı 1939 yılında Uyanış dergisinde çıkar. Sanat ve Edebiyat Dergilerinde 1962 yılına kadar çoğunlukla şiir olmak üzere yazı ve çevirileri yayınlanır.

Özdemir Asaf, Hukuk Fakültesinde okurken ilk eşi Sabahat Selma Tezakın’a âşık olur, 14 Eylül 1946‟da Liman Lokantası’nda gösterişli bir düğünle evlenirler. Çiftin ilk ve tek çocukları Seda 1947’te dünyaya gelir.

Özdemir Asaf’ın ilk eşi Sabahat Selma Tezakın’a yazdığı ve kızı Seda Arun’un derlediği “Sana Mektuplar” adlı eser 2010 yılında yayınlanır. Bu mektuplardan kalan Özdemir Asaf’ın ilk eşi tarafından terk edildiğidir.

“Biliyorum, bugünler de geçecek ve hatıra olacaklar. Neticede kalan tecrübe beni pişirmiş olacak.” Sana Mektuplar

Özdemir Asaf, ikinci eşi Yıldız Moran ile 1954’te tanışır. Yıldız Moran alanında akademik eğitim almış ilk kadın fotoğrafçıdır. Eğitim aldığı İngiltere’den döndüğünde yolu, fotoğraflarını kartpostal olarak bastırmak üzere Özdemir Asaf’ın matbaasına düşer. Takvimler 4 Kasım 1954’ü, saat 11.00’i göstermektedir. Asaf ve Moran’ın hikayesi böyle başlar. İkilinin beraberliği, Özdemir Asaf’ın evliliğine ve eşi Sabahat Hanım’ın sitemlerine rağmen devam eder. Asaf ve Moran 1962 yılında evlenirler. Çiftin Gün, Olgun ve Etkin adında üç çocuğu olur.

Asaf, iki aşkın arasına bir de platonik bir aşk sığdırmaya çalışır. Bu platonik aşk şairin edebiyat matinelerini noktaladığı ünlü şiiri  “Lavinia”yı ithaf ettiği Mevhibe Meziyet Bayat’tır. Mevhibe Bayat 1958-1959 yıllarında Güzel Sanatlar Akademisi’nde okurken, “Julie” adlı bir oyunun giysilerini çizer. Bayat, sanat çevrelerinde boy gösterdikçe, ona âşık olan insan sayısı da artar. O, Öztürk Serengil’i seçer ve evlenir. Asaf’ın platonik aşkı karşılık bulmaz.

Özdemir Asaf, 28 Ocak 1981 tarihinde 58 yaşında iken akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirir. Can Yücel, Asaf’ı defnettikten sonra şairin ‘R’leri söyleyememesine ithafen Cenaze Dönüşü adlı bir şiir yazar. Şiir şöyledir:

“Anlaşıldı bu
R’lerin intikamı
Onlar yuttu Özdemir Asaf’ı.”

58 yaşında gelen erken ölüm, sevenlerinin ve dostlarının belleklerinde kalıcı bir tasvir bırakır; uzun saçları, kalın bıyıkları, boynundan eksik etmediği atkısı, beresi, pelerini ve ‘R’leri söyleyemeyişinden kaynaklanan ilginçliği. Asaf’ı bir “jest adamı” olarak niteleyen Atilla Özkırımlı şöyle der: “Ne zaman Özdemir Asaf‘ı düşünsem,  bir çift bıyık düşer aklıma. Uzun bir yüzde, sanki düşüncenin ağırlığıyla sarkmış bir çift bıyık.”

Özdemir Asaf’ın Şiir Anlayışı

Özdemir Asaf şiirleriyle kurguladığı dünyasının kapısını, sadece bu şiirlerin arka planını görebilecek, verdiği mesajları anlayabilecek okura aralayan bir şairdir.

Varoluşçu bir kaygıyla yazar ve ikinci tekil kişi “sen”i odak noktasına alır. “Sen” vurgusunu, yergi ögeleri ve ince zekasıyla harmanlayarak yapar.

Doğan Hızlan şunları söyler Özdemir Asaf için: “Eğer şiir aza indirgeme sanatı ise, bunun en iyi örnekleri Özdemir Asaf’ın şiirlerdir… Sanırım ‘kendine özgü’ sözü, onda en derin anlamını, açıklamasını bulur. İkili, dörtlü şiirleri, şiir okurunun belleğine yerleşmiştir. Çünkü onlarda şiir dışında, bir düşünce de gizlidir.” Kendine özgü bir şahsiyet olarak nitelendirilen Asaf, gerçekten de hem yaşamıyla hem sanatıyla kendine özgüdür, bu nedenle de gönüllerde yer edinmiştir. Özdemir Asaf kendisini “Çağdaş Türk Şiiri orkestrasının bir üyesi” olarak tanımlar. Bu orkestrada kendine düşen müzik aletini farklı vuruşlarla çalar ve bu farklı vuruşlardaki “sen” kişisinin gizemi okuyucusunu şiirin içine hapseder.

Ey sokak! Sen bozuk ve çamurlusun.. Seni düzeltmeseler de geçeceğim.
Ey Adam! Sen bozuk ve çamurlusun.. Seni düzeltmeden geçmeyeceğim.

***

Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.

Özdemir Asaf  Tüm Eserleri

Vefatı sonrasında yayımlananlarla birlikte, 794 şiiri bulunan Asaf’ın toplamda 10 şiir kitabı mevcuttur. Dünya Kaçtı Gözüme (1955), Sen Sen Sen (1956), Bir Kapı Önünde (1957), Yumuşaklıklar Değil (1962), To Go To (1964, Yıldız Moran’ın İngilizce’ye çevirdiği şiirleri), Nasılsın (1970), Çiçekleri Yemeyin (1975), Yalnızlık Paylaşılmaz (1978), Benden Sonra Mutluluk (1983), Ben Senin Baktığın Yönde Olurum (2012).

Özdemir Asaf’ın vefatından sonra yayımlanan şiir kitabı Benden Sonra Mutluluk; “Kendi Eliyle Yayına Hazırladıkları”, “Epigram Taşlamalar”, “Adlı Şiirler”, “Adsız Şiirler”, “Son Şiirler” isimli bölümlerden oluşmakta ve 264 şiir yer almaktadır.

Asaf’ın, vecize-özdeyiş türüne giren bir etika, bir öykü, bir deneme, bir mektup ve üç çeviri olmak üzere toplamda 7 adet düzyazı türünde eseri bulunmaktadır.

Etika: Yuvarlağın Köşeleri (1961)

Denemeleri: Özdemir Asafça (1988). Öykü: Dün Yağmur Yağacak (1987).

Çevirileri: Reading Zindanı Balladı- Oscar Wilde (1968), Hapisteki Sanatçı- Albert Camus (1951), Hiçbir Kadın Bana Hayır Demedi – Pittigrilli (1945)

Mektup: Sana Mektuplar

BİR ADAM

Korku dağlarının yürekçisi,
Ölüm denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin basında,
İçtiğinin hem hırsızı hem bekçisi,

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması…
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.

AKIL GÖZÜ

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.


Hayat Sorgusu sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

About Hayat 317 Articles
Halkla İlişkiler ve edebiyat eğitimi almış, kitapları, seyahat etmeyi ve araştırıp öğrenmeyi seven bir özel sektör emeklisi.

Yorum Yapın

:)