
Ölümünün üzerinden yarım asır geçmesine rağmen hala dünyadaki en popüler yazarlardan biri olan Nobel ödüllü yazar Hermann Hesse kimdir? Hayatı hakkında ne biliyorsunuz? Bugüne kadar eserleri yaklaşık 60 dile çevrilen ve dünya çapında en az 125 milyon kopya satılan Herman Hesse’nin hayatı hakkında bilmeniz gerekenler!
Hesse’nin çalışmaları, bireyin kendini keşfetme ve kişisel gelişimine vurgu yapar. Bunun, nesillere hem kişisel hem de politik olarak çalkantılı yıllar boyunca rehberlik ettiği ve 20. yüzyılın Batı toplumlarının popüler hayal gücü üzerinde büyük ve değerli bir etkiye sahip olduğu inkar edilemez bir gerçektir.
Hermann Hesse Hayatı
Hermann Hesse, hayatının başından beri bir gün yazar olacağını biliyordu, ancak ebeveynleri farklı düşünüyordu. Genç Hermann’ın, kendisi doğmadan önce Hindistan’da misyoner olarak çalışmış olan babası ve bir misyonerin kızı olan annesinin izinden yürümesi bekleniyordu.
Hesse, 2 Temmuz 1877’de Stuttgart yakınlarındaki Calw’da doğdu. Çok dindar bir evde büyüdü. 1891’de ebeveynleri onu Maulbronn yakınlarındaki bir Protestan manastırına gönderdi, ancak dini eğitime dayanamadı ve birkaç ay sonra kaçtı.
Hesse ne olmak istediğini tam olarak biliyordu- “şair ya da hiç“. Yazma yolculuğu başlı başına bir maceraydı. Pek çok farklı okulu denedikten sonra, 15 yaşında o kadar depresyona girdi ki kendi canına kıymaya çalıştı. Sonunda bir atölyede, ardından bir saat kulesi yapımcısında ve kitapçılarda çalışmaya başladı. Bu kimlik arayışı ve kendini keşfetmenin zor süreci, Hesse’nin sonraki romanlarında ele aldığı başlıca konular oldu. Hikayelerini, kendi deneyimlerine, kendi analizlerine ve şiirsel beyanlarına göndermelerle donattı.
Hesse’nin biyografisini kaleme alan Gunnar Decker, “Özerkliği ve dini sorguladı. Militan ya da misyoner olmayan, ancak diğer yaşam tarzlarına, diğer fikirlere açık bir dini doktrin aradı.” diye açıklıyor.
Hesse, 1904’te “Peter Camenzind” romanıyla edebi atılımını gerçekleştirdi ve yazarlık onun için bir yaşam şekline dönüştü. Fotoğrafçı Maria Bernoulli ile evlendi, onunla Güney Almanya’daki Konstanz Gölü’ne taşındı ve bir aile kurdu. Ancak bu rahat ve güvenli yaşam tarzı, Hesse’nin gerçekten istediği şey değildi. Yazar, Konstanz Gölü’ndeki kulübeden kaçtı ve Sri Lanka ve Endonezya’ya seyahat ederek dünyaya açıldı. Asya’ya yaptığı bu gezi, sonraki eserlerini büyük ölçüde etkiledi, ünlü romanı “Siddhartha” buna bir örnek.
Sempatizandan Haine
Hessen, 1914’te Avrupa’ya döndükten sonra, I. Dünya Savaşının başında savaşmak için Almanya Büyükelçiliği’ne gönüllü olarak başvurdu. Ancak sağlık sorunları nedeniyle bu işe elverişsiz bulundu ve Bern’deki Alman savaş tutsaklarının bakımı için Alman Büyükelçiliği’ne atandı. Savaş için verdiği bu desteğe rağmen, sadık bir şekilde pasifist olarak kaldı ve entelektüelleri milliyetçiliğe ve savaşçı duygulara direnmeye teşvik eden “Ey arkadaşlar, bu tondan değil” (“O Freunde, nicht diese Töne”) adlı bir makale yazdı. Alman entelektüellerini milliyetçi polemiklerinden uzaklaşmaları ve daha insancıl olmaları konusunda uyarmak istiyordu. Yazı, yazara düşmanlık ve nefret getirdi.
Eleştiriler ve savaş, daha sonra bir dizi kişisel trajediye maruz kalan Hesse’yi büyük ölçüde yıprattı. Babasını bu sıralarda kaybetti ve en küçük oğlu ağır bir şekilde hastalandı. 1917’de Hesse çaresiz kaldı ve profesyonel yardım aldı. Carl Jung’un eski öğrencilerinden biri olan J.B. Lang’la terapiler işe yaradı. Hesse, yaşama daha önce olduğundan çok daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamayı öğrenmiş ve bireyin iç yaşamından etkilenmişti. Psikanaliz sayesinde Hesse nihayet köklerini yırtma ve evliliğini terk etme gücünü buldu ve hayatını hem duygusal hem de sanatsal olarak tatmin edecek bir yola koydu. Emil Sinclair takma adını kullanarak, psikanalizle karşılaşmasını “Demian: Bir Gençliğin Hikayesi” romanında aktardı.
Hesse’nin ilk evliliği boşanmayla sona erdi ve yeni bir başlangıç yapma umuduyla ailesinden ayrıldı. İsviçre, Ticino’daki yeni evinde, “Bozkırkurdu” ve “Narcissus ve Goldmund” da dahil olmak üzere en önemli eserlerinden bazılarını üretti. 1924’te İsviçre vatandaşı oldu ve Ruth Wenger ile evlendi, ancak üç yıl sonra ayrıldılar. Üçüncü eşi sanat tarihçisi Ninon Dolbin ile 1931’de evlendi ve ölümüne kadar birlikte yaşadılar.
Nazilere Karşı Çıkış
Hermann Hesse, Naziler Almanya’nın kontrolünü ele geçirirken endişeyle ve onaylamayarak izledi. Savaş boyunca, Nazi rejiminden kaçan Thomas Mann ve Bertolt Brecht gibi Alman mültecileri destekledi. Savaş sırasında, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü‘nü kazanan son büyük eseri “Boncuk Oyunu/ The Glass Bead Game“i yazdı.
Son yıllarını resim yapmaya, çocukluğunun anılarını kısa öykü, şiir ve denemelerle yazarak ve hayran okurlardan aldığı mektupların akışına cevap vererek geçirdi. 9 Ağustos 1962’de 85 yaşında lösemiden öldü ve Montagnola’ya gömüldü. Hermann Hesse Kimdir?
Hermann Hesse’nin Eserleri
- Siddhartha
- Boncuk Oyunu
- Narziss ve Goldmund
- Bozkırkurdu
- Knulp
- Rosshalde
- Gertrud
- Doğu Yolculuğu
- Klingsor’un Son Yazı
- Çarklar Arasında
- Peter Camenzind
- İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
- Masallar
- Ağaçlar
- Demian
- Klein ve Wagner
- Öldürmeyeceksin
- Gençlik Güzel Şey
- Kaplıcada Bir Konuk
James Joyce eserleri ilginizi çeker mi?
Yorum Yapın