Umberto Eco (Doğum: 5 Ocak 1932 Ölüm: 19 Şubat 2016), daha çok ‘Gülün Adı‘ romanı ile tanınan İtalyan denemeci, filozof, romancı ve edebiyat eleştirmeniydi. Estetik ve göstergebilim alanında tanınmış bir araştırmacı ve yazardı. Babası onun bir avukat olmasını istedi ama Eco, Torino Üniversitesi’nde orta çağ felsefesi ve edebiyatı okudu. Daha sonra RAI’de kültür editörü olarak çalıştı. Yedi kurgu roman ve çağdaş göstergebilim üzerine birçok deneme yazdı. Tüm kurgusal çalışmalarında her zaman tarih, gerçeklik ve fantezi arasında tuhaf bir denge içinde çalıştı. Bir göstergebilimci olarak Eco, kültürleri işaret ve sembolleriyle – kelimeler, dini ikonlar, pankartlar, giysiler, müzik notaları, hatta karikatürler – yorumlamaya çalıştı ve Bologna Üniversitesi’nde ders verirken bu konularda 20’den fazla kurgusal olmayan kitap yayınladı. Edebi çalışmaları benzersizdi çünkü akademik düşünceleri romanlara dönüştürdü. umberto eco eserleri
Umberto Eco, okunması zor kitaplar yazmasına rağmen okuyucusunun kalbinde taht kurmuş bir yazar. 1995 yılında Vogue ile yaptığı bir röportajda, okunması kolay olmadığını kabul eder: “İnsanlar bana hep, ‘Bu kadar zor okunan romanlarınız nasıl oluyor da bu kadar başarılı oluyor?’ diye soruyor. Bense bu soruya güceniyorum. Bu, bir kadına ‘Nasıl oluyor da erkekler seninle ilgileniyor?’ diye sormaya benziyor“.
Diğer eserlerinin yanı sıra dünyamıza muhteşem 7 roman bıraktı. Tekrar tekrar okunası romanlar…
Umberto Eco Eserleri
Gülün Adı
Umberto Eco’nun diğer eserlerini gölgede bırakan ilk romanı Gülün Adı, 14. yüzyılda bir manastırda zehirlenerek öldürülen bir rahibin ardından başlatılan cinayet soruşturmasını anlatıyor. Bu eser, orta çağ Hristiyan dünyasını irdeleyen tarihsel bir roman olmasının yanı sıra polisiye öykü kurgusuyla da okuyucusunu sürüklüyor.
“Şeytan‘ın varlığının tek gerçek kanıtı, belki o anda herkesin onun işbaşında olduğunu bilmek için duyduğu tutkunun yoğunluğudur.”
Gülün Adı kitabından daha fazla alıntı için burayı tıklayın!
Foucault Sarkacı
Simya ve komple teorileri kokan bu romanın adı dünyanın döndüğünü ispat etmeye çalışan Fransız fizikçi Leon Foucault’nun kullandığı sarkaçtan geliyor. Romanın arka kapağında yer alan açıklama şöyle; “İrrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık serüveni: Pozitif bilimin yanı sıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, orta çağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü.”
“Kendi yanılgılarımızın suçunu hep başkalarına yükleriz; diktatörlükler kendilerinden yana olanları bir arada tutmak için her zaman bir dış düşman bulurlar.”
Önceki Günün Adası
Eserin ana karakteri, 17. yüzyılda batan bir gemiden kurtulup bir başka gemiyle karaya çıkan, ancak yüzme bilmeyen soylu bir adam. Bu adamın sevdiği kadına yazdığı mektuplar ve gemide tuttuğu notlarla bize ulaşan bir öykü. Roberto de la Grive’in ıssız gemide geçirdiği günler boyunca geçmişe yönelik anımsamaları; bir dönemin siyaset, sevgi, bilim, toplum yaşantılarını yeniden kurarak, günümüz tarih, toplum, insan ilişkilerini değerlendirmemizi sağlıyor.
“Ölümden bir saat sonra yok olup giden ruhumuz, yaşamdan bir saat önce neyse o olacak.”
Baudolino
Bu yapıt, tescilli yalancı Baudolino’nun hikayesini anlatıyor. Erken orta çağın bilinmeyen tarihi olayları, düşünce yapısı, sosyal hayatı ile harmanlanan bu hikaye, tarihi bir perspektiften sınırsız bir hayal gücü ve can yakıcı bir mizahla iç içe geçmiş bir şekilde okuyucusu ile buluşuyor. Romanın merkezinde, insan zihninin kendi dünyasını nasıl oluşturduğuna dair ilginç bir tespit var.
“Benim hayatımın sorunu, gördüğüm şey ile görmek istediğim şeyi hep karıştırmış olmam…”
Kraliçe Loana’nın Gizemli Alevi
Geçirdiği bir kaza sonrası hafızasını kaybeden 59 yaşındaki bir kitap satıcısının geçmişine ulaşma çabaları, arka planda İtalya’nın soğuk savaş dönemine yer verilerek anlatılıyor. Faşizm ve karşıtları, sıradan orta sınıf insanların aykırı yaşamları… Kitap insana çocukluğunu sorgulatan türden, Umberto Eco bu konuda çok başarılı.
“Bir yenilgi yüzünden duyulan kinden başka hiçbir şey insanın kendini feda etmesini sağlayamaz.”
Prag Mezarlığı
Prag Mezarlığı, bir komplo teorisi ile daha baş başa kaldığımız bir roman. 19. yüzyıla girerken Avrupa’da baş gösteren ırkçılığın ve antisemitizmin temelinde yatan olaylara dokunan roman, Hitler’in Yahudi soykırımının gerekçesini oluşturduğu iddia edilen Siyon Bilgelerinin Protokolleri’nin ortaya çıkışını ele alıyor.
“İnsan kandırıldığını anlayınca yapacağı en iyi şey, seyirciyle birlikte gülmektir.”
Sıfır Sayı
İtalya ve dünyanın son 50 yıllık tarihini etkileyen isimlere odaklanan roman, derin devlet, iş dünyası ve medyanın el ele vererek ‘yarattıkları’ dünyayı algılamaya çalışan iki kişi üzerinden ilerliyor. Hikaye okuyucusuna, insanların düşüncelerinin medya yoluyla ne kadar kolay manipüle edilebileceğini gösteriyor. umberto eco eserleri
“…kazanmak istiyorsan tek bir şey bilmen, her şeyi bilmekle zaman yitirmemen gerekir. Derin bilginin hazzı kaybedenlere özgüdür.”
Hayat Sorgusu sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Yorum Yapın