Türk kadın yazarlar ve eserleri arasından seçkimizi oluşturan romanlar mutlaka okunması gereken eserler arasında. Edebiyat denilince hemen akla nedense erkek yazarlar gelir, oysa edebiyatımıza yön veren, renk veren, yazdıkları ile okurunda izler bırakan kadınların varlığı inkar edebilir mi? Okuyun, kararı siz verin!
Türk Kadın Yazarlar ve Eserleri
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti * Sevgi Soysal
Sevgi Soysal, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti isimli romanında iki kuşak arasındaki hayata bakış ve değer farklılıklarının oluşturduğu çatışmayı anlatır. Toplumda saygın bir yeri olan aile ile çocuklarının yaşama bakışındaki farklılığın neden olduğu gerilim, şimdiki zamanda hayat bulur. Salih Bey ailesindeki bireyler arasındaki ilişkiler, ailenin çocukları Olcay ile Doğan’ın fakir bir aileden gelen Ali ile tanışmasından sonra başka bir boyuta taşınır. Bir gün Yenişehir’de öğle saatlerinde bir kavak ağacı devrilir, tesadüfen herkes oradadır. Devrilen kavak ağacı bir simge midir?
“…insanların gün be gün daha kaba, daha anlayışsız, daha görgüsüz olmalarından, dünyanın gittikçe daha kötü, daha yaşanmaz, daha geri bir dünya olmasından kendi sorumlu değildi.”
Bir Cinayet Romanı * Pınar Kür
Pınar Kür’ün eseri “Bir cinayet olayı ne zaman başlar? Öldürme düşüncesi aklınıza düştüğünde mi? Öldürme düşüncesini hemen reddedeceğinize ya da kısa bir süre sonra unutacağınıza, yavaş yavaş geliştirmeye koyulduğunuzda mı? Öldürme düşüncesi öldürme kararına dönüştüğünde mi? Öldürme kararı uygulandığında mı? ...” sorularıyla başlar. Romanda, tanınmış bir kadın romancı olan Akın Erkan adlı yazar tarafından kurgulanan “Ölümün Vazgeçilmez Çekiciliği” isimli, rollerin yazar tarafından dağıtıldığı bir iç roman mevcut. Akın Erkan geçmişindeki kişilere kurguladığı rolleri yapıştırarak onları adım adım bir cinayetin içine çekmeye çalışır gibidir. Pınar Kür’ün kendine özgü üslubu ve kurgusuyla kaleme aldığı Bir Cinayet Romanı, okuyucusunu hayata farklı pencereden bakmaya yönlendiriyor.
Fikrimin İnce Gülü * Adalet Ağaoğlu
Fikrimin İnce Gülü, başka bir ülkede öteki olmak ve mevcut sistemin insanı neye dönüştürebileceği üzerine yazılmış bir eser. Roman, Almanya’ya işçi olarak çalışmaya giden Bayram’ın hikayesini anlatıyor. Bayram’ın yükselme ve saygınlık kazanma isteği bir arabaya sahip olmakta vücut bulur. Bu istek, onu köylülerinden, dostlarından ve fikrinin ince gülü Kezban’dan ayıran ölümcül bir kıskaç mı olur?
“Ne güzel yazmış adam kamyonunun ardına :’Yol biter, sevda bitmez.”
Kara Kitap * Suat Derviş
Korku ve endişe… Hastalıklı bir genç kız olan Şadan, kendisine ümitsizce aşık olan kuzeni Hasan’ın üzerinde oluşturduğu baskıdan bir türlü kurtulamaz. Şadan, Hasan’dan kaçmaya çalıştıkça başarısız olur, sendeler, ölüm korkusuna kapılır, buda hastalığını tetikler. Ölümünün nedeni hastalığı mı yoksa korkuları mıdır?
“Şüphe olan kalp hüzün, hicran, acı ve ıstırap olan kalpte sevda yaşayamaz, ölür. Vahşi bir şiddetle ölür; zehirleyerek, parçalayarak, kalpteki heyecan, sevgi, duygu kabiliyetini öldürerek ölür.”
Mazide Bir Kadın: Suat Derviş
Berci Kristin Çöp Masalları * Latife Tekin
Çiçektepe kurulan gecekonduların zabıta tarafından yıkıldığı, tekrar tekrar yapılıp yeniden yıkılan, egemen otoritenin at oynattığı bir mekandır. Tıpkı bu mekan gibi buranın kadınları da tekrar tekrar başkaldırır, her defasında cezalandırılsalar da. Ancak, sonuç değişmez tıpkı Çiçektepe’nin bir fuhuş yuvasına dönüşmesi gibi onlarda bu savaşın kaybedeni olurlar. Kadın, erkek egemen dünyada bir özne değil, erkeğinin isteklerine ve kendisine biçilen toplumsal konuma tutunması gereken bir nesnedir. Türk kadın yazarlar ve eserleri arasında, kadının ön plana çıkmadan sesini duyurduğu romanlardan biri.
“Bir kızın Çicektepe’de terbiyesi çöp toplayıp toplamadığıyla,çöp toplamaya gidip gelirken ki hâliyle tavrıyla ölçülürdü…”
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi * Ayfer Tunç
Ayfer Tunç, Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı romanında birbirinden habersiz olarak yaşayan kişilerin zaaflarının, insanları birbirine nasıl bağladığını gözler önüne seriyor ve yaklaşık yüz yıllık bir dilimde, siyasal ve toplumsal döngülerin insanların yaşamlarında bıraktığı izleri sürüyor. Bu romanı okurken, Türkiye’nin çeşit çeşit hallerini yaşayacak, insanlığımızın ortak hikayesiyle baş başa kalacaksınız.
“Yaş ilerleyince anlıyordu insan. Mutluluk öyle gökten zembille inmiyor, itina istiyordu.”
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Tuhaf Bir Kadın * Leyla Erbil
Kayıp bir neslin temsilcisi Nermin’in hikayesi, aile, arkadaş ve toplumla ilişkileri çerçevesinde anlatılıyor. Cumhuriyet döneminin entelektüel ortamında, kentte ve devrin sol camiasında kadın olmanın sancıları, sınıf ayrımı, kabuklaşmış değer yargıları ve aydın kesimin yanılgıları sorgulanıyor olsa da değişime karşı direnç şekillendiriyor içeriği.
“Candan söylemek ne demek bilmem, benim de attı mı tepem candan söverim!”
Berlin’in Nar Çiçeği * Füruzan
İkinci Dünya Savaşının ve Nazi Almanya’sının sıkıntılarını en acı şekilde yaşamış, iki çocuğuna sahip çıkmak için kendinden vazgeçmiş, sonunda yalnız kalmış, ölümü bekleyen yaşlı Alman bir kadın, Frau Elfriede Lemme. Göç dalgasıyla yabancı bir ülkeye savrulmuş, hayata tutunmaya çalışan bir Türk aile. Sevgi, yalnızlığı alır mı? Füruzan’ın kaleminden duygu yüklü bir roman.
“Olanlar oldu, yaşananlar yaşandı, engelleyemedik.”
Sıradan Yaşamların Yazarı Füruzan
Türk kadın yazarlar ve eserleri! Keyifli okumalar😊
Hayat Sorgusu sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Yorum Yapın