Okumanız Gereken Rus Edebiyatı Eserleri

İnsan ruhunun derinliklerinde gezinen yapıtlarıyla meşhur Rus edebiyatından okumanız gereken eserler, hayat boyu okunacaklar listesinde yer alması gereken türden. Bu eserlerin ortak yanı; sanatsal cesaret ve özgünlük, okuyucuları hayatın en önemli soruları hakkında derin ve kişisel bir düşünceye sokma kapasitesi. Mutlaka okumanız gereken Rus Edebiyatı eserleri listesi!

Savaş ve Barış * Lev Tolstoy

Napolyon’un ortalığı kasıp kavurduğu zamanlarda geçen roman, Napolyon’un 1812’de Rusya’yı işgalinin aristokrat çevrelerdeki yansımasını son derece gerçekçi sahnelerle, ayrıntılı ve derin analizlerle ele alıyor. Bu eseri okunası bir baş yapıt yapansa okuyucusunu çok insani bir duyguyla sınaması; hayatta kalma iç güdüsüyle. Roman salt savaş sunmuyor okuyucusuna; aşk, nefret, intikam, entrika ve çok daha fazlası mevcut. İngiliz romancı Somerset Maugham’ın “Bu kadar geniş bir konu üzerinde ve tarihin bu kadar unutulmaz bir devrini içine alarak, bu kadar çok kahramanla işlenmiş böyle bir roman yazılmamıştır…” dediği okunası bir Tolstoy klasiği. okumanız gereken Rus edebiyatı eserleri

Doktor Jivago * Boris Pasternak

Boris Pasternak, ülkemizde romancı olarak bilinse de aslında Rus edebiyatının büyük şairlerinden biri, Rusya’nın yakın tarihiyle ilgili gerçekleri aktarmaya cesaret eden Sovyet rejiminin ilk yazarı. İlk ve tek romanı olan Doktor Jivago, Rus tarihi, devrimi ve bununla birleşen bir aşk hikayesinin etrafında bir insanın arayışını aktarıyor okuyucusuna. Bu roman 1965’te İngiliz yönetmen David Lean tarafından sinemaya uyarlanmış ve baş rolünde dünyaca ünlü aktör Ömer Şerif yer almış.

Karamazov Kardeşler * Fyodor Dostoyevski

Dostoyevski, bu son romanında insan ruhunun derinliklerine dalıyor. Çocuklarından biri tarafından öldürülen Fyodor Karamazov’un öyküsünü anlatan yazar, mecazi olarak Rusya, Hristiyanlık ve varoluşsal sorunlara dokunuyor. Duygularımıza ya da mantığa mı güvenerek yaşamalıyız? Tanrı, böyle kusursuz bir dünyada var olabilir mi? Evrende doğru olan herhangi bir şey var mı? Belki Karamazov Kardeşler’i okuyarak hiçbir cevap bulamazsınız, ancak bu konular hakkında düşünmeye başlarsınız. İyi tarafı da budur!

Yevgeni Onegin * Aleksandr Puşkin

19. yüzyılda yaşayan bir züppenin hikayesini anlatan bir eser kulağa sıkıcı geliyor değil mi? Oysa Yevgeni Onegin, Rusya’nın bir numaralı şairi Aleksandr Puşkin’in tüm hünerlerini sergilediği bir başyapıt. Az bilinen bu Rus edebiyatı şaheserinde Aleksandr Puşkin, ilgi çekici bir aşk hikayesi ile 19. yüzyılın başlarındaki Rus yaşamının bir ansiklopedisini ve şimdiye kadar kaleme alınan en zekice sosyal hicivlerden birini birleştiriyor. Ve bunu tamamen nazım şeklinde yapıyor! Puşkin’in modern Rus edebiyatının babası olarak adlandırılması bir tesadüf değil.

Ve Durgun Akardı Don * Mihail Aleksandrovich Solohov

20. yüzyıl Rusya’sının en çalkantılı döneminde savaşın yarattığı psikolojik, fizyolojik, maddi, manevi yıkımı mükemmel bir şekilde tasvir eden, Hristiyan kazakların yaşamlarını gözler önüne seren okunası bir roman. Bir annenin oğluna duyduğu hasret sonucu hayattan vazgeçişi, yavaş yavaş çöküşü ve ölümünün detayları öylesine can alıcı ki insanın nefesi kesiliyor.

Babalar ve Oğullar * Ivan Turgenyev

Turgenyev, 1862’de yayımlanan ve nihilizmin simgesine dönüşen oğul Bazarov karakterini yarattığı Babalar ve Oğullar romanıyla edebiyat dünyasında yer edinir. Kitabın yayınlanmasından sonra aldığı sert tepkiler nedeniyle ülkesini terk eden Turgenyev, bu romanında kuşaklar arasındaki çatışmayı, derinlemesine ve dengeli bir bakışla sergiler. Romanının başkarakteri, doğa bilimlerinden başka hiçbir kanun, kural ya da değer tanımayan, sonunda aşka yenik düşen nihilist Bazarov’dur. Roman bir bakıma Turgenyev’in de bir üyesi olduğu kır kökenli soylu aydınların, kent kökenli radikal aydınlara yenik düşüşünün öyküsü. Kitabın radikal aydınlar tarafından şiddetle eleştirilmesinin temelindeyse, eserin gerçekçiliği ve karakterlerinin inandırıcılığı yatıyor.

Usta ve Margarita * Mihail Bulgakov

Stalin’in SSCB’si biraz gizemli bir yerdi; zaman zaman kaybolan insanlar ve gerçeklerle çelişen olaylar… Mihail Bulgakov zamanın özünü yakalar ve şeytanın Moskova’yı ziyaret etmeye geldiği fantastik bir roman yazar. Son derece kıvrak bir kurguyla birbirine bağlanan ayrı öykülerden oluşan romanda, şeytan Bulgakov’un müthiş canlandırma gücüyle kılıktan kılığa girer, romandaki her öyküye nüfuz eder.

Oblomov * Ivan Aleksandroviç Gonçarov

Rus edebiyatındaki gereksiz adamların en tipiği olan Oblomov karakterinin yer aldığı Gonçarov’un Oblomov romanı 1859’da yayımlandı. Oblomov, gereksiz adamlığın en uç örneğidir. Okuru isyan edecek noktaya getiren, neredeyse romanın içine dalıp onu silkeleyip sarsmak istetecek kadar tembel, hareketsiz, fakat zeki ve duygulu bu genç, insana aynı zamanda öfke, acıma, bağışlama duygularını hissettirir. İyi bir ruhun, tembelliğin kafesi içinde bu derece tutsak olması anlaşılır gibi görünmese de çoğu kişi Oblomov’da kendinden bir şey bulur.

Ivan Denisovich’in Bir Günü * Aleksandr Solzhenitsyn

1950’lerde Stalin’in talimatıyla kurulan Gulag çalışma kamplarında sıradan bir mahkumun hayatında tek bir günü kapsayan bu kısa roman okurunu çaresizliğin, mahkumiyetin yolculuğuna çıkarıyor. Zulüm ve insanlık dışı koşullara karşın insan onurunu, cesaretini ve ruh sağlığını nasıl koruyabilir?Rus edebiyatı eserleri

Vişne Bahçesi * Anton Çehov

Oyun ve kısa öykü yazarı Anton Çehov, 19. yüzyıl Rusya’sın da yaşamış, eserlerinde bu coğrafyayı, bu toprakların gebe  kaldığı değişimi ve insanlarının sürüklenişini anlatmıştır. Hızla zemin kaybeden aristokrasi karşısında türeyen yeni sınıfa dair gözlem ve yorumlarını aktardığı Vişne Bahçesi eserinde, bir ailenin dramını anlatır. Elde tutulmaya ya da ele geçirilmeye çalışılan, sonunda daha çok para için kesilen vişne bahçesi eserin odak noktasıdır. Yazar oyuna bu ismi vermekle vişne bahçesini, adeta anlam üreten bir metafora dönüştürür. Vişne bahçesi feodal yaşamın bir simgesidir, onun kaybedilmesi ya da yok edilmesi, yaşanan toplumsal değişimi kodlar.

BONUS!!!

Ölü Canlar * Nikolay Gogol

Dünya edebiyatının tartışmasız başyapıtlarından biri olan Ölü Canlar, 19. yüzyıl Rus toplumunun en başarılı hicivlerinden biri. Zengin olma hayaliyle yanıp tutuşan Çiçikov kendisine kurnazca bir yol bulur: Kasaba kasaba dolaşıp, feodal kanunlara göre toprak sahiplerinin malı olan köle köylüleri satın almak. Ancak istediği köylüler, iyi çalışanlar ya da sağlıklı olanlar değil, tam aksine ölü olanlar. İnsanların gerçekte ne kadar sahtekar olabileceğini ne kadar yozlaşabileceğini gösteren Gogol okuyucuya var olduğu toplumun nihai ahlakını sorgulatıyor.

“Alman Edebiyatından Okunası 10 Roman” ilginizi çeker mi?